Onu yeme bunu yeme peki ne yiyeceğiz?

Merhabalar,

Her gün yeni bir haber duyuyoruz: yok unda GDO var, yok pirinç yemeyin, bulgur tüketin, yok karbonhidrat zararlı,… Tabi ki sağlıklı beslenmek istiyoruz ama herkesi dinlersek de hiçbir şey yemememiz gerekir. Evet gün geçmiyor ki yeni bir konu gündeme gelmesin 🙂

Bana kalırsa evet mümkün olduğunca hazır gıdalardan sakınmak doğru ama hazır gıda hiç tüketmemek de çok gerçekçi gelmiyor bana, kendi özel değirmeniniz, çiftliğiniz, mandıranız vs yoksa tabi 😉 Bence abartmamak kaydıyla hazır gıdaları da tüketebiliriz ki zaten tüketmek zorunda kalıyoruz da. Ufak bir örnekle, ekmek almayalım kendi ekmeğimizi kendimiz mayalayalım desek un gerekiyor unu hazır almamız gerekecek, unu değirmen bulduk öğüttürdük desek buğdayı kim ekip biçecek? Ekmek yemedik diyelim ki, yerine tok tutacak ne yiyebiliriz bi düşünelim, kuruyemiş belki ceviz olabilir hatta. Ama cevizi, daha doğrusu doğal cevizi nerden bulacağız? Eskiden bahçemizde ceviz ağacı vardı ama o da insanların manzarasını kapattığı (!) için çamaşır suyu ile içten içe çürütüldü maalesef 🙁 Dışardan marketlerden ya da pazardan alınan cevizler için de türlü söylentiler var: yok ağartıcı kullanılıyormuş yok özel ilaçlar kullanılıyormuş yok genetiği ile oynanmış, doğrudur belki de sorun şu: Bizler ne yiyeceğiz?

Çok düşünürsek aç kalırız ben diyeyim size. Tabi ki sağlığımız çok önemli, hele ki ufak çocuğunuz varsa bebeğiniz varsa onların sağlıkları herşeyden daha önemli! Ama akıl sağlığımız da önemli, çok kafayı takmamak gerek bence. Yanlış anlamayın, ne bulursanız yiyin demiyorum ya da herşeyi yiyin de demiyorum. Ürünleri düzgün, güvenilir yerler bulun oralardan alışveriş yapın; çöp öğütücüsü olmadığınızı unutmayın, gerekli gereksiz herşeyi mideye indirmeyin. Eskiler ne demiş “Azı karar çoğu zarar”, yemek yerken bu sözü unutmayın, birşey sağlıklı diye fazla tüketirseniz sağlığınızdan olursunuz. Vücudun en büyük gereksinimi olan su bile aşırı tüketiminde zehirleyebiliyor. Herşey kararında yenmeli, buna dikkat edin. Mümkün olduğunca el yapımı gıdaları tüketin, siz yapamıyorsanız ya da vaktiniz yoksa bile fabrikasyon olmayan gerçekten el yapımı gıdaları satın da alabiliyorsunuz. Benim deneyimleyip memnun kaldığım bir internet sitesi var mesela: www.canakkaleden.com

İlk önce sadece mevsiminde ürünleri bulabildiğinizi belirtmek isterim. Sitenin benimle hiç ilgisi olmadığını, yalnızca 3 defa alışveriş yaptığım ama ilk alışverişimden itibaren etrafımdakilere de önerdiğim bir site olduğunu, hatta tavsiyem üzerine alışveriş yapan ofis arkadaşlarımın da çok memnun kaldığını belirtmek isterim. Peki ben bu 3 alışverişimde hiç mi sorun yaşamadım? Aksine şansıma ufak da olsa sıkıntılarla karşılaştım.

İlk alışverişimde aldığım sebzeli eriştenin ikinci yarısını pişirirken böceklendiğini farkettim, dolayısıyla çöpe gitti. İlk yarısını yerken hiçbir sorun yoktu ve gayet güzeldi, ben de eriştenin doğallığından, belki tam kurumamış olabileceğinden veya nemlenmiş olabileceğinden kaynaklı olduğunu düşündüm, yine de her ihtimale karşın alıuşveriş yaptığım siteyi arayıp durumu belirttim. Teşekkür ettiler ve notlarını aldıklarını belirttiler. Bir çok internet sitesinin yaptığı gibi geçiştirildiğimi düşünmüştüm açıkçası ama yanıldığımı daha sonra anladım, okumaya devam edin siz de anlayacaksınız 😉

İkinci alışverişimde ofisten bir arkadaşımla aynı zamanda sipariş vermiş olmamıza rağmen benim şansıma kargo firması benim siparişleri oradan oraya gönderdi ve arkadaşımdan 2-3 gün sonra ürünlerim elime ulaşabildi ancak. Ama bu süreçte canakkaleden.com ne kadar ilgili olduklarını gerek kargo firması ile sürekli görüşmesi ile gerek de bana sürekli bilgi vermesi ile gösterdi. Sonuçta kargom elime ulaştığında ilk siparişimde sorun yaşadığım sebzeli erişteden bir paket daha gönderdiklerini gördüm. Yaşamış olduğum sıkıntı sebebiyle tekrar özürlerini iletip, tüm erişteleri kontrol ettirdiklerini belirttiler, kargodan kaynaklı sıkıntı için de tekrar özür dilediler.

Son alışverişimi daha geçtiğimiz ay yaptım. Her alışverişte bir hediyeleri oluyor zaten. Bu sefer de benim çok sevdiğim, eskiden rahmetli ananem memleketine her gittiğinde istediğim peynir tatlısıydı. Kargom teslim edilir edilmez ofiste tatlıyı açtık, arkadaşımın payına ufak bir sinek düşmüş. Bilen bilir peynir tatlısı yapışkan kıvamlı bir tatlıdır ve fırınlanmadan önce tepsilerde biraz dinlendirilirler, bu esnada düşmüş olabilir diye düşünüyorum. Arkadaşım da sinekten kaynaklı kalan tatlıyı bitiremediğine üzüldü zaten 🙂 whatsapp uygulaması üzerinden resmini çekip ilettim. Peynir tatlısının günlük yapıldığı, dikkat edilmesine rağmen böyle bir olayın yaşanmaması gerektiğini ilettiler ve ertesi gün yeni bir paket gönderdiklerini bildirdiler ve akabinde yeni bir peynir tatlısı paketi elime ulaştı, ince davranışları ve özenleri için tekrar teşekkür ediyorum.

Belki şimdi bazılarınız “Övdün mü yerdin mi” diye düşünebilir. Kesinlikle övgüydü bu söylediklerim. Doğallıktan kaynaklı olabilecek şeyler bunlar, tabi ki olmaması çok daha güzel ama birincisi benim şansıma denk geldi bütün bunlar çünkü tavsiye ettiğim başka kimseden sıkıntı yaşadıklarına dair bir şey duymadım, ikincisi tüm bu sıkıntıları ilettiğimde gerçekten dikkate alındığını ve size değer verildiğini görüyor olmak çok güzel. Maalesef ki aslında her satıcıda görmemiz gerek bu tavırlara her zaman denk gelemiyoruz. Örneğin tiramisusunu çok sevdiğim bir pastanede eşimin dilini tatlının içinden çıkan bir cam parçası kesti ve pastanedeki görevlilerin bize söylediği şey “tatlıların fabrikadan geldiği ve oradaki bir tatlı kasesinin kırılıp üretim bandında bulunan diğer tatlıların içine düşmüş olabileceği” oldu. Bir defa yaşanmış bir olaydı ama olayın ciddiyeti sebebiyle biz bir daha o pastaneye hiç gitmedik.

Evet bu yazımda da sizlere gerek ürünlerinden gerekse müşterilerine gösterdikleri önem ve özenden ziyadesiyle memnun olduğum canakkaleden.com hakkındaki düşüncelerimden bahsettim, belki siz de tavsiye ettiğim bu sitenin ürünlerini denemek istersiniz 😉

Yorumlarınızı, istek/önerilerinizi, sorularınızı bekliyorum.

Yeni paylaşımlarda buluşmak ümidiyle… Takipte kalın 🙂